Kınalı Keklik, Anadolu’nun dört bir tarafında dış güzelliğinin yanısıra ötüşü ile kendisine hayran bırakan adına türküler yazılan sülüngiller familyasından kısa kuyruklu bir kanatlı hayvan türüdür.
Kınalı Keklik 32-35 cm büyüklüğünde açık kahverengi arkası, gri göğüsü ve kahverengimsi sarı karını vardır. Yüzü siyah bir gerdanlıkla beyazdır. Pas rengi çizgili böğürü ve kırmızı bacakları vardır. Kaya kekliğine çok benzerdir ama arkası nispeten daha kahverengidir ve boynunun önünde sarımsı bir belirtisi vardır. Mükemmel duruşlu gerdanlığı, Kırmızı Bacaklı Keklik ten Kınalı Kekliği ayırır.
Erkek kınalı keklik ile dişi kınalı keklik renk ve desen olarak birbirine çok benzemektedir. Erkek kınalı keklik daha parlak renkli ve dişiye nispeten daha iridir.
Kınalı Keklik Yaşam Gereksinimleri
Çok yağış almayan, yarı kurak, kayalık arazileri sever. Çalılıklarla kaplanmış yamaçlarda, vadilerde ve ekili alanlar ve bağların etrafındaki taşlı sarp arazilerde sürü şeklinde hayatını sürdürür.
Yerde yaşayan bir kuştur. Ağaçlara konmaz. Gündüzleri ovaya inse de geceleri fundalık ve kayalıklarda tüner. Kalın gövdeli ağaçların ana gövde çatallarında tünediği de görülebilir.
Kınalı Keklik Beslenme
Sabahın erken saatlerinde ve akşam hava kararmadan ikindi vaktinde beslenmek için etrafta gezinmeye başlar. Birçok bitki tohumu, tahıl taneleri, ot filizleri, tomurcuk, meyve ve böceklerle beslenir. Bitki köklerini ve yumrularını eşeleyerek çıkartır ve yer. Yavru kınalı keklikler çabuk büyümelerini sağlayacak olan proteini alabilmek için ilk 4 hafta boyunca sadece böcekler, kurtçuklar, larvalar ve karınca yumurtalarıyla beslenir.
Kınalı Keklik Kuluçka Dönemi
Genellikle erkekler tek eşlidir. Ancak nadirde olsa bir erkeğin iki dişi ile bir yuva kurduğu da olmaktadır. Hava koşullarına göre değişmekle birlikte şubat veya mart ayında sürüyü terk edip eşleşirler. Havaların sıcak gittiği yerlerde bu eşleşme ocak ayında bile olabilmektedir.
Dişi eşleşme sonrası kaya dibine veya otlar arasına tüy ve otlardan basitçe bir yuva yapar. Yaklaşık 15 gram ağırlığında 15 ila 20 yumurta yapar. Yumurtaların renkleri krem renginden griye kahverengine hatta kırmızıya kadar uzanan renklerde olabilir. Bu sırada erkek yuvanın güvenliği ile ilgilenmektedir.
Kınalı keklik yavruları 24 gün sonra kabuklarını kırarak dünyaya merhaba der. Yavrular 7-10 gün içerisinde uçmaya başlar. 12 hafta sonunda artık erişkin bir kınalı keklik olurlar ve anne-baba veya onlar olmadan yuvayı terk ederler. Daha sonrasında başka bir keklik ailesi izdivaç yaparak 30-50 bireylik bir sürü oluştururlar. Bu birleşmeler sonrasında 100’ü aşkın sürülerin olduğu gözlemlenmiştir.
Kınalı Keklik Civciv Bakım ve Beslenmesi
Ticari ortamlarda kuluçkadan çıkan kınalı keklik civcivlerinin ilk günlerdeki bakımı oldukça önemlidir. Özellikle ilk günlerde sıcaklıklara dikkat etmek gerekir. Civciv yeni çıktığında yaklaşık 33 derecelik bir sıcaklığa ihtiyaç duyar. Bu süreden sonra kademeli olarak sıcaklık azaltılarak 21 derecede sabitlenir. Yine ışık da önemli bir noktadır.
Yem olarak ticari olarak üretilen yemler ilk etapta kullanılabilir. Yavru civcivlerde yem protein oranının %30 olması istenir. Yetişkin kekliklerde ise yem protein oranı %24 olan yemler tercih edilmelidir. En yakın yem olarak hindi yemleri tercih edilebilir.
Bir keklik 18 haftalık olana kadar yaklaşık 3500 gram yem tüketir ve bu süre sonunda 600 gram canlı ağırlığa ulaşır.
Birçok farklı işletme veya hobiciden döllü yumurta alarak kendiniz kuluçkaya yatırabilir veya onların ürettikleri civciv ya da yetişkin kınalı keklikleri satın alabilirsiniz.
Kınalı Keklik Ötüşü
Türkiye’de Kınalı Keklik Popülasyanu
Bir zamanlar Anadolu’da, ülkenin her yerinde en az 15-20, 50 ve hatta 100 bireylik, uçuşları görsel bir şölen, ötüşleri doyumsuz bir senfoni olan sürüler halinde yaşıyorlardı. 60’lı yıllarda başlayan zirai ilaçlamalar nedeniyle büyük kırım yaşadılar. Yetmezmiş gibi, öngörü yoksunu yönetimlerin avlanmalarını teşvik eden duyarsızlıkları da eklenince, bu vahşi masumlar kaçınılmaz sona adım adım yaklaştılar ve soyları tükenme noktasına geldi. 50’li ve 60’lı yıllarda başta İtalyanlar olmak üzere, Akif’in,’..tek dişi kalmış canavar..’’ dediği medeni! ülkelerden, eline tüfeğini, yanına eğitimli av köpeklerini alan ne kadar zalim avcı varsa, hepsi birden ve elini kolunu sallayarak, ülkemizin en mahrem yerlerine daldılar. Binlerce sürüyü telef ettiler. Başta köy muhtarları olmak üzere, köy korucuları, köy ahalisi el ele vererek bu katliama yardımcı oldu. Gün sonunda verecekleri bir fişek uğruna, masum sürülerin yerini göstermek için, ülkemizin güzelliklerini peşkeş çekmek için birbirleriyle kıyasıya yarıştı.
Bugün için en büyük tehdit yine avcılık. Ama bu kez yabancılar değil, bizim bilinçsiz avcılarımız. Keklik, fırsat verilirse çok çabuk üreyen, çoğalan bir tür. Orman Bakanlığı bu konuda oldukça duyarlı bugün. Birçok ilde keklik üretme çiftlikleri ve kekliğin Anadolu’ya, yani ait olduğu topraklara yeniden dönmesi için ciddi çabalar var.
Kınalı Kekliklerin tanınmış 14 alt türü vardır:
- AC. chukar (JE Gray, 1830) – aday göster – doğu Afganistan – doğu Nepal
- AC. Kıbrıslılar ( Hartert , 1917) – ada chukar – güneydoğu Bulgaristan’dan güney Suriye’ye , Girit’e , Rodos’tan ve Kıbrıs’tan
- AC. dzungarica (Sushkin, 1927) – kuzeybatı Moğolistan – Rus Altay ve doğu Tibet
- AC. falki (Hartert, 1917) – kuzey orta Afganistan’dan Pamir Dağları’na ve batı Çin’e
- AC. Kleini (Hartert, 1925)
- A. c Koroviakovi. ( Eritem, 1914) – İran chukar – doğu İran olduğunu Pakistan
- A. c. kurdestanica ( Meinertzhagen , 1923) – Kurdestan chukar – Kafkas Dağları – İran
- AC. pallescens ( Hume , 1873) – kuzey chukar – kuzeydoğu Afganistan’dan Ladakh ve batı Tibet’e
- AC. pallida (Hume, 1873) – kuzeybatı Çin
- A. c. potanini (Sushkin, 1927) – batı Moğolistan
- AC. pubescens ( Swinhoe , 1871) – İç Moğolistan’dan kuzeybatı Sişuan’a ve doğu Qinghai’ye
- AC. sinaica ( Bonaparte , 1858) – kuzey Suriye Çölü ile Sina Yarımadası
- Subpallida (Zarudny, 1914) – Tacikistan (Kyzyl Kum ve Kara Kum Dağları)
- AC. Werae (Zarudny ve Loudon, 1904) – İran Çukarı – Doğu Irak ve Güneybatı İran